Mutluluk

    Merhaba , nasılsınız inşallah düşündüğüm gibi iyisinizdir. Hepimiz evlerimiz de vakit geçirmeye ve bu virüsün bir an önce kaybolup dışarıda ki eğlenceli hayatımıza atılmayı istiyoruz , belki bazılarımız okulu bile özlemiştir . Ben kendi adıma konuşmam gerekirse çok özledim , okula gitmek için 1.30 saatimin gitmesini bile deliler gibi özlüyorum , kimimizin önceden şikayet ettiği ama bu virüsle beraber sahip olduklarımızın bize farketmeden ne kadar mutluluk verdiğini fark etmiş olduk .Ama artık farkındayız , hayatımızda bir çok şeyin değişmesine sebep olabilecek bir farklılık bu .Doğal mutluluğun aslında  sahip olamadıklarımızla değil de sahip olduklarımızla olabileceğini anlamış olduk.
     Aslında bahsetmek istediğim konuyu biraz da yukarıda değinmiş oldum . Anlamış olabileceğiniz gibi konumuz doğal mutluluk ve yapay, yani sentezlenmiş mutluluk.Mutluluk nedir ? Yazının devamını okumadan önce biraz bu terimi düşünmenizi istiyorum . Eminim ki hepimizin aklına ilk sahip olmadığımız bir ev de güzel bir manzara hayal edip bunlara sahip olmak ne kadara mutluluk verirdi bana diye düşündünüz yani aklınıza ilk sahip olmadığınız şeylerin size en çok  mutluluk verebileceği geldi .Mutluluk dediğimiz terim aslında 2 milyon yıl önce çıkmış .İnsan  2 milyon yıl önce 566 gramlık bir beyine sahipmiş ve bu beyin de frontal bölgemiz yokmuş , 2 milyon yıl içinde evrilip bu bölgeye sahip olmuşuz , ayrıca beyin  566 gramlık bir ağırlıktan 1500 gramlık bir et dilimine gelmiştir .Şimdi diyeceksiniz ki  frontal bölge dedin mutluluk dedin biz bunu  nasıl bağdaştırıcağız . Frontal bölgemiz bizim mutlu olmamızı ya da psikolojik yalanlamaları sağlayan bölgedir bu bölgeye sahip olduktan sonra doğal mutluluk ve  yapay mutluluk terimleri hayatımıza girmiştir. Bu frontal lobda tecrübe simülatörü bulunur bu simülatör ile kafamızda bazı şeyleri yaşamadan tecrübe etme olanağına sahip oluruz . Bize bir seçenek sunulur ve düşünürüz " Bu beni ne kadar mutlu edecek ?" ya da "Ben buna sahip olmak istiyor muyum  , istemiyor muyum?"  diye hayal kurmaya başlarız .Bu özelliğimizi  bizi atalarımızdan hayvanlardan ayıran bir özelliktir çünkü hayvanlar avına atlamadan önce, avlandıktan sonra ne olacağını ne kadar doyacağını belki de onun tadının cidden güzel olup olmadığını  bile düşünmez . Ama biz öyle meyiz önümüze bir yemek konulur ve direk aklımıza acaba tadını beğenirmiyim, beğenmezsem hangi peçeteye tükürsem daha iğrenç gözükmem düşüncesini kafamızda kurarız .Ya da önceden denemişizdir ve önümüze gelen yemeği anında iteriz çünkü bize yaşattığı kötü tat  aklımıza gelir mutlu olmayacağımızı anlarız . Bu uzun cümlelerin özeti aslında hayatımızın her adımını ,her hareketini, her düşüncemizi sonunda yaşayacağımız mutluluğa bağlarız her şeyin temeli bizim ne kadar mulu olup olmayacağımızdır .
     Aslında bu yazımı yazmadan  önce izlediğim videodan bahsedicem. ( aşağıya hangi video olduğunu yazıcağım ,çünkü sizin de izlemenizi çok isterim ) Gelelim bahsetmek istediğim bir simülatöre, bunu bu video da gördüm ve düşünüp buraya yazmama neden oldu . Simülatör de iki fotoğraf var birinde piyangoyu kazanmış bir insan  diğerin de ise felç bir adam var  ve bu iki fotoğraf dan birinin seçilmesi isteniyor , tabiki de siz de karar vermeniz sırasında  piyango kazanan adamın yerinde olmayı seçtiniz ama biraz düşünüp size vakit verseydik ve sonra size ,sizce hangisi daha mutlu dediğimiz zaman belki de bir çoğunuz eşit diyeceksiniz ve doğru cevabda,  bu deneysel olarak da doğru cevap diyebiliriz .3 veya 4 yıl sonrasına baktıktan sonra iki insanında eşit mutluluklara sahip olduğunu göreceksiniz çünkü felçli adam o durumunu kabullenip sahip olduğu şeylerin mutluluğuna varmıştır piyangoyu kazanan adam da 3 yıl sonra parası bitmiş ve artık mutlu olmadığını düşünüyor . Sonra bakıyor ve  ben piyangoyu kazanmadan önce sahip olduklarımla da mutluydum zaten diyor, İkisi de sonunda sahip oldukları şeylerin mutluluğuna varıyor ve hayatlarına eşit mutlulukla devam ediyorlar. Aslında bu simülatör de başarısız olmamızın sebebini Dan Gilbert şöyle açıklamış ."Simülatör bize resimlerin gördüğümüz olayların gerçek hallerinden daha çok farklı olduğuna inandırmasıdır ." diye bahsediyor biz simülatöre baktığımızda ilk başta hemen piyango kazananı seçmemizin sebebini ben şu şekilde düşünüyorum .Baktığımızda piyango kazanan adamın sanki hiç parası bitmeyecek ve önceden sahip olmadığı hayalini kurduğu parayı kazandığı için artık mutlu olduğu ve bir daha o parayı kaybetmeyceğini, felçli adam baktığımızda ise o adamın hep üzgün olduğu sanki sadece yürümek ,koşmak ya da spor yapmanın bizi mutlu ediceğini , o adam bunları yapamıyacağı için asla mutlu olamaycağını düşünürüz ama simülatörün sonun da ya da biraz düşündüğümüzde yanıldığımızı anlıyoruz.
    Dan Gilbert konuşmasına Sir Thomas Brow'ın 1642 'deki bir sözü ile devam ediyor söz " Ben yaşayan en mutlu insanım , içimdeki fakirliği zenginliğe , sıkıntıyı refaha dönüştürebilecek şeyler var ..." Bu sözden anlayabiliyoruz ki hepimizde olan bir mekanizma var ve  biz yapay bir mutluluk yaratabiliriz yani mutluluk sentezleyebiliriz .İnsanoğlu psikolojik bir bağışıklılık sistemine sahiptir ,kendilerini daha iyi hissetmek için dünyaya bakışlarını değiştirir .Birbirimizi kandırmayalım hayatımız boyunca yaptığımız ve yapacağımız bir şey , bu sevgilimiz bizi terk eder önceden fark etmediğimiz gibi kendimizi üzmememek için şöyle deriz  " O bana layık değildi ,zaten hem çirkindi bir kere" ama sen ona sahipken böyle demiyordun , dünyanın en güzel insanı olarak görüyordun ne değişti ? Değişen şey sen artık ona sahip olmaman,kimileri sahip olduğu şeyi kaybedince artık gözümüze sahip olduğumuz zamanlarda ki gibi çekici gelmez çünkü gördün onla ne kadar mutlu olabileceğini ya da olamayacağını artık önünde onu geriye atıp sahip olamadığın diğer şeylerle kendine yalan bir mutluluk yaratıyorsun . İşte bahsettiğim şey Psikolojik bağışıklık sistemimiz ile kendimize mutluluk sentezlemek oluyor bazılarımız bunun farkında bazılarımız ise daha farkında değil .
    Bahsettiğim mutluluk sentezini Dan Gilbert video da birkaç örnekle anlatıyor . ilk verdiği örnek ise Jim Wright oluyor bu adam önceden çok zengin bir iş adamı ama sonra işini bir sebepten dolayı kaybediyor video da daha detaylı anlatılıyor ama benim üstünde durmak istediğim söz şu  , bu adam işini kaybettikten sonra gazete de şu yazısı  yayımlanıyor  ve diyor ki "Fiziksel ,finansal ,duygusal zihinsel ve diğer yönlerimle çok daha iyiyim" sahip olduğu şeyi kaybetmiş ve kendine ben o kadar paraya sahip olmasam da kendim her yönden zenginim diyor , kendini mutlu ediyor var olduklarıyla yetiniyor . Bir diğer bahsedilen yazı da ise Marrese Bickhem adlı bir birey hiç işlemediği bir suç yüzünden 37 yılını hapishanede geçiriyor tamı tamına 37 yıl ve 78 yaşında ise DNA  testi ile suçsuz olduğu kanıtlanıp dışarı çıkıyor . Bu birey çıktığında lanetler edip geri kalan hayatına üzgün yada kızgın devam edebilirdi ama gazete de yazdığı yazı ise şu " 1 dakikama bile üzülmüyorum olağanüstü bir tecrübe idi " diyor. Kendisi belki 37 yıl içinde çoğu şeyi yaşayamadı, tecrübe edemedi ama hayatına bunları düşünüp pişman olmak yerine kendine mutluluk sentezliyor ve hapiste bir çok şey öğrendim bundan pişman değilim iyi ki böyle bir deneyim yaşadım diyerek hayatına sahip olduklarıyla mutlu olarak devam ediyor. Bu bahsedilen yazılardan sonra ekranda bir liste beliriyor ve listenin başlığı şu "Mutluluğun sırrı" ilk başta , bir şeyler öğreniceğim ve bunları uygularsam mutlu olurum diyorsunuz mutluluk yaratmanın kendi elinizde olduğunu bilmeden önce listenin ilk maddesi şu "zengin ol ,en güçlüsü ol ve prestij sahibi ol sonra kaybet" diyor yani ilk başlarda sahip olup sonra kaybedince sahip olduklarımızla da yeterince mutlu olabilirsiniz , mutlu olmak için zenginliğe prestije ihtiyacınz yok .Diğer madde "Hayatının uzun bir süresini hapishanede geçir" yazıyor okur okumaz şok oluyorsunuz biliyorum ama biraz düşününce aslında bu maddeye yüzeysel bakmak yerine derinine inerseniz hayatınızda yaşadığınız her bir tecrübe size fayda katar belki de sahip olmadığınız şeye iyi ki sahip değilmişim ben zaten sahip olduklarımla mutluyum demenizi sağlar .
    İlk başta doğal mutluluk terimşinden de bahsetmiştim aslında bu terime değinecek olursak doğal mutluluk istediğimiz bir şeyi, istediğimiz zaman sahip olmak elde etmektir . Sentetik mutlulukla farkı ise sentetik mutluluk istediğimizi elde edemeyince ya da sahip olduğumuz şeyi kaybedince ayakta kalmak için kendimizi mutlu edip hayatımıza devam etmek için oluşturduğumuz mutluluk duygusudur. Bunu açıkladıktan sonra konuşmacımız Dan Gilbert 50 yılık bir paradigmadan bahsediyor ve bu paradigmanın adı serbest seçim paradigmasıdır .Bu paradigmada 6 adet bir monet resim var ve bu resimleri en çok beğendiğimizden en az beğendiğimize göre sıralamamızı istiyor sonra ise iki seçeneğimiz olduğunu bu iki seçenekten birini seçip bize hediye verileceği söyleniyor.Sonra ise 3 ve 4. resimden birini seçmemiz isteniyor tabi direk o resimleri görmeseniz bile üçüncü resmi seçersiniz çünkü daha önlerde demekki ben 3' ü 4' den daha çok sevmişim diyorsunuz .Sonra ise bu resimlerin yeri değişiyor ve 3' üncü daha öne, 4 'üncü resim ise daha geriye atılıyor diyorsunuz ki  biliyordum en iyisini seçtiğimi, belki 4 öne alınıp 3 geriye alınsaydı değiştirme şansım varmı deyip önceden bayıldığınız resmi bir kenara atıcaktınız. Yüksek bir ihtimalle de öyle olacakdı değil mi? .Bu söylediklerim genelde videodaki deneye bağlı olarak söylemlerimdir . Bu deneyi genelde Karsakoff sendromlu hastalara uygulandığı söyleniyor .Bu sendromlu hastalar hafızalararına yeni bir şey ekleyemiyorlar ve doktor geliyor resim seçtiriyor sonra ise odadan  çıkıp bir vakit sonra içeri giriyor tabi hastamız seçtiği resmi unutmuş oluyor ona seçtiği resmi söylediğimizde öndeyse doğru seçim yapmışım diyorlar yani sahip olduklarını daha çok seviyorlar ama ona sahip olduklarını bilmiyorlar yani sahip olduğunun güzel sahip olmadığının ise beter olduğunu düşünüyor çünkü sahip olmadığı sıranın gerisinde ise  şu düşünce akılların bir ucunda beliriyor" Demek ki bu geride ve ben buna sahip olsam mutlu olmazdım ama benim seçtiğim önlerde demek ki ben buna sahibim ve mutluyum" . Benim fikrim bu isterseniz videoyu izleyip sizde daha farklı düşünceler elde edebilirsiniz.
    Videonun ilerleyen kısımlarında ise hürriyet fikri , seçim hürriyeti ele alınıyor.Hürriyet fikrinin oluşturup değiştirme becerisi doğal mutluluğun arkadaşı olduğunu anlıyoruz çünkü bu size en fazla hoşunuza gidecek olan geleceği seçmenizi sağlıyor Fakat seçim hürriyeti bir nevi sentetik mutluluğun düşmanı ve insanların değiştiremeyeceği şeyleri kabul etmesini sağlıyor . Yani şöyle düşünmek gerekirse önünde yemek var beğenmezsen diğer yemeğe geçersin ama alman gereken ilaçlar var ve seçme hakkın yok onları sevmesen de kabullenip içmek zorundasın buda seçme şansının olmadığı için senin onunla mutlu olman gerektiği düşüncesine itiyor ve sonunda da olan şey bu oluyor.
     Konuşmacımız Dan Gilbert Harvard üniversitesin de yapılan bir deneyden bahsediyor bende buna kendi fikirlerimi de araya katarak anlatmak size dillendirmek istiyorum .Öğrencilere fotoğrafçılık dersi açıldığını ve burada siyah beyaz resimler çekip bunları karanlık odada banyo edeceklerini , fotoğraf makinesi verileceği söyleniyor .Öğrenciler bu dersi seçtikten sonra fakülte içinde  en beğendikleri  yerleri veya canlıları ,öğretmenlerde dahil fotoğraf makinesiyle çekmeleri isteniyor .  Öğrenciler fotoğrafları çekiyor karanlık odada iki tanesini banyo ediyorlar ve onlardan bu iki resimden birini seçmelerini isteniyor işte deneyin başladığı yer burası iki seçenek var ya istedikleri fotoğrafı seçecekler ama 5 gün içinde değiştirme şansları olacak . Diğer bir seçenek de ise o an ikisinden birini seçecekler ve bir daha değiştirme hakları olmaycak . Deneyin sonucu ise şu şekilde sonuçlanıyor .   Değiştirme şansı olan öğrenciler 5 gün boyunca acaba doğru ,en güzel olanı mı seçtim değiştirmeli miyim diye düşünüp kendilerini yiyecekler değiştiremediklerin de ise ömür boyu o resmi hiç sevmeyecekler ya da değşitirdiklerin de acaba hata mı ettim, diye pişmanlık duygusu beyinlerini yiyip bitirecek . Diğer seçenekte ise değiştirme şansı olmayan kişiler  seçtiğim resim en iyi resim iyi ki seçmişim deyip kendilerine mutluluk sentezleyecekler . Yani seçme hakkı bizim diğer seçenekleri düşünüp seçim yaptığımız şey en iyisi olmasına rağmen gereksiz bir evham ya da pişmanlığa kapılıp sahip olduğumuzla mutlu olmayıp sahip olmadığımız şey için hüzün duymakla geçeçek. O an karar verdiğimiz de seçme hakkımız olmadığında ise seçtiğimiz ya da sahip olduğumuz şeyle gurur duyup mutlu olacağız.
    Videonun sonlarına doğru Dan  Gilbert , Adam Smith' e ait olan şu sözleri söylüyor "İnsan hayatının sefalet ve düzensizliklerin büyük kaynağı sanki bir durumu diğerine göre daha fazla değer vermekmiş gibi geliyor bu bazı durumlarda şüphesiz diğerlerine tercih edilmemesi lazım .Fakat hiçbir kural bozmamaya iten şevke sağ duyu ya da adaletle ya da zihnimizin sukunetini bozmayan ya da hatalarımızı hatırlayınca utanmaya ya da yaptığımız haksızlık dehşetimizden duyduğumuz pişmanlığa tercih edilmeye değmez " Hayatımızda geleceğe dair seçeneklerimiz her zaman olacaktır önemli olan bu yaptığımız seçeneklerden pişmanlık duymamak ya da  neden seçtim neden diğerini seçmedim düşüncesine kapıldığımız an tehlikedeyiz demektir. Bu sorularla beynimizi doldurursak mutlu olamayız . Sahip olamadıklarımızı düşünüp kendimizi yıpratmak yerine ya da yalan bir mutluluk yaratarak kendimizi yalandan mutlu etmektense sahip olduğumuz güzel şeylerle mutlu olmayı öğrenelim . Mutlu günler dilerim .Sevgilerimle ...
Video=https://www.ted.com/talks/dan_gilbert_the_surprising_science_of_happiness?referrer=playlist-the_most_popular_talks_of_all#t-11918


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar